Binlerce yıldır sahip olduğumuz bir güdü var ki, bugün hala hayatımızın pek çok noktasını şekillendirmeye devam ediyor. Hatta Hayır diyemememizin en temel sebebi de bu güdü. Çünkü korkuyoruz.
İnsanlığın bugünlere gelmesini sağlayan iki temel güdü vardır; hayatta kalmak ve üremek. Yaşama dair tüm her şey bu iki güdü etrafında şekillenmektedir. Bugün karmaşık dünyamızda dahi en temel güdü hayatta kalmaktır. Eski dönemlerde fiziksel tehditler dolayısıyla önlemlerimiz de daha çok fizikseldi.
Geçmişte hayatta kalabilmek için doğal afetlerden, hastalıklardan kendimizi korumak, yiyecek bulmak ve diğer vahşi canlılardan saklanmak yeterliydi. İnsanın doğası gereği bu eylemleri yerine getirebilmek için toplu halde yaşaması ve güç birliği yapması gerekiyordu. Hayatta kalma güdüsü; fiziksel tehdit ve ihtiyaçlar dolayısıyla insanları toplu halde yaşamaya itmiştir. Bu durumda grup/topluluk tarafından dışlanmak ölümle eş değer olarak görülmüştür. Çünkü insanın yalnız başına karşı koyamayacağı pek çok fiziksel tehdit söz konusuydu. İnsanlar işte bu sebeple içerisinde yer aldıkları toplumu merkeze koymaktadır. Binlerce yıl öteden gelen bir güdü. Bu yüzden en büyük korkularımızdan biri toplumdan (aile, arkadaş grubu vb.) dışlanmaktır.
Bir dipnot: Topluluk önünde konuşma korkusu taşımamızın da en temel sebebi toplum tarafından dışlanmak, eleştirilmektir. Binlerce yıl öncesinde hayatta kalma güdüsü ile toplu olarak yaşamamızın bir sonucu. “Fikirlerim önemsenmez hatta eleştirilir ve dışlanabilirim” düşüncesi, stresi tetikliyor ve kontrolü zorlaştırıyor. Bu sebeple topluluk önünde konuşmak bizler için büyük bir korku teşkil ediyor, hatta fobi olabiliyor. (Konuyla ilgili yazımıza göz atabilirsiniz: Glossofobiniz olabilir)
Bugün ise yaşamımız çok daha karmaşık. Fiziksel tehditler geçmişteki gibi vahşi bir canlıdan ziyade kazalara dönüşmüş durumda (kabul etmek gerekirse ülkemizde de azımsanmayacak seviyede). Psikolojik tehditler ve duygusal tehditler bugünün dünyasında daha önde gelmekte. Ancak temel güdüler aynı. Dolayısıyla tepkilerimiz de aynı: ortama ayak uydurmak ve hayatta kalmak.
Bugün, içerisinde yer aldığımız iş ortamında iş arkadaşlarımız tarafından, içerisinde yer aldığımız toplum tarafından, ailemiz, eşimiz ve çocuklarımız tarafından dışlanmak halen en büyük korkularımızdan biridir. Özellikle ülkemizdeki kültüre de (aile yapısına ve bağlarımıza) bakarsak bu korkunun üst seviyelerde olduğunu görebiliriz. Tam olarak bu korku sebebiyle, hayatta kalma güdüsü ile toplum tarafından kabul görmek, dışlanmamak için HAYIR diyemiyoruz.
- Hayır dersek o kişiyi reddetmiş, dışlamış ve hayatta kalmasını riske atmış oluruz. Ve yarın aynı şey bizim başımıza da gelebilir korkusu,
- Bencil olarak değerlendirilme ve dolayısıyla dışlanma kaygısı,
- Toplum tarafından kabul görme, beğenilme, sevilme isteği (kabul görmeme, beğenilmeme, sevilmeme korkusu),
- Çatışma, tartışma yaşama korkusu,
- Kaba görünme korkusu.
Tüm bu korkuların temel sebebi toplumdan dışlanma korkusudur. Toplumdan dışlanırsak hayatta kalamayız güdüsü önceliklerimizi kenara itip gerektiğinde üzerimize olmayan işleri dahi pek çok şeyden fedakarlık yaparak yerine getirmemize sebep oluyor. HAYIR diyememek zaman zaman zihnimizdeki ve bedenimizdeki en ağır yük olabiliyor.
Bu durum kendimize olan öz saygımızı, öz güvenimizi zedeliyor, iç konuşmalarımızı olumsuz yapıyor, stres düzeyimizi arttırıyor ve mutsuzluğu tetikliyor. Ve bu sürdürülebilir bir durum değil.
HAYIR diyebilme sanatı
- Öncelikle HAYIR yanıtına kendimiz hazır olmalıyız. Taleplerimiz başkaları tarafından kabul görmediğinde buna saygı duymalıyız. Herkesin öncelikleri farklı olabilir. Farklılıklara saygı göstermeliyiz.
- Hayır demek kesin bir ret anlamına gelmez, öncelikler farklı olabilir, bakış açımızı değiştirmeliyiz.
- Hayır’ı doğru tonda ve sözcüklerle anlatmak daha etkili. Önceliğinize vurgu yaparak “hayır” deme sebebinizi anlatarak karşınızdakini reddetmediğinizi, sizin için daha önemli yapılacakların olduğunu aktarmış olursunuz. Reddedilmek/dışlanmak en büyük korkuydu, unutmamak lazım.
- Kimi insanlar mental olarak yorgun olmasına rağmen yardım etmekten hoşlanır. Bu yardımın kendisine de iyi geldiğini söyler. Bu bilimsel olarak da kanıtlanmış bir durumdur. Stres Yönetimi konusunda bilimsel deneylere ve sonuçlarına atıfta bulunduğumuz Stres hakkında -hayatınızı değiştirecek- bilimsel gerçekler yazımıza da göz atabilirsiniz. Eğer siz bu tip bir kişilikte değilseniz, mental ya da bedensel olarak kendinizi yorgun hissettiğinizde dinlenmek, kendinizi dinlemek ve insanlara hayır diyebilme arzusundaysanız, sizden talepte bulunan kişilere dürüst olun ve net olarak mental ve bedensel yorgunluğunuzu ifade edin. Örneğin; “sana yardımcı olmak isterdim ancak şuanda evet dersem kendimi mental olarak veremeyeceğim. Hem kendime hem de sana kötülük etmek istemem.” diyebilirsiniz. Merkeze kendinizi (öncelikleriniz ve duygularınız) ve karşınızdaki insana verdiğiniz değeri koyarsanız, HAYIR demenin dahi karşı tarafa verdiğiniz değerin bir parçası olduğunu gösterebilirsiniz.
- İnsanların tepkisinden korkmayın. Hayır dediğinizde büyük tepkiler görebileceğiniz düşüncesinden kendinizi kurtarın. Kimi insanlar size büyük tepkiler de verebilir. Onların önceliği talep ettikleri şey olabilir ya da beklentileri sizin bugüne kadar sürekli evet demenizden kaynaklı yine aynı yanıt olabilir. Ne istediğinizi ve ne istemediğinizi kendinize net olarak söylerseniz, başkalarına da bunu söyleyebilirsiniz. Gerçekten ne isteyip istemediğiniz konusunda kendinize ve çevrenize net olun.
- Kendinize de gerektiğinde Hayır demek. Belki de en zoru bu olabilir ancak kontrol içeriden dışarıya doğru ilerler. Örneğin bitirmeniz gereken bir işe başlamadan hemen önce telefonunuzun sosyal medya bildirimlerini kapatmak, tüm dış dünyadan soyutlanarak işinize odaklanmak ve pek çok alternatife HAYIR diyebilmek… Sürekli sevimli, yardımsever ve ağır yükleri göğüsleyen biri olarak görünme isteğinize de Hayır demeniz gerekiyor olabilir.
Son olarak bir ödev: Bir A4 kağıdı dik olarak tutup tam ortadan bir çizgi ile iki bölüme ayırın. Sol bölüme bugüne dek hayır diyemediğiniz şeyleri ve karşısındaki sağ bölüme de hayır diyememenin bedellerini; katlandıklarınız ile duygularınızı yazın. Neye hayır demeniz gerektiğini kendi önceliklerinizi belirlediğinizde bulmanız daha kolay olacaktır. Bunun için ödevi detaylandırarak yapabilirsiniz.